Diye bağırdığı zaman dur, genellikle algılanan tehditlere veya strese doğal bir tepkidir. Bu reaksiyon, vücudun başa çıkmaya veya tehdit edici bir durumdan kaçmaya hazırlandığı savaş veya hırsızlığa verilen yanıttan kaynaklanabilir. Birçok insan, özellikle de travma öyküsü veya çığlıklarla ilişkili olumsuz deneyimleri olanlar için, bu, geri çekilmelerini veya yanıt vermemelerini sağlayan bir don tepkisine yol açabilir. Bu durdurma mekanizması, yüksek stres senaryosunda kendini duygusal veya psikolojik hasardan korumak için bir adaptasyon stratejisi görevi görür.
Bireylerin bağırdıklarında durmaları yaygındır ve bu tepki kişisel hikayelerine ve adaptasyon mekanizmalarına göre insanlara göre değişir. Çığlıkların yoğunluğu ve hacmi, korku, kaygı veya yetersizlik duygularını tetikleyerek içgüdüsel bir geri çekilmeye yol açabilir. Bazıları savunmacı veya tartışmacı hale gelerek tepki verebilirken, diğerleri sessizce geri çekilmeyi seçerek kendilerini aştılar ve yanıtlayamayabilir. Bu davranış özerk bir içgüdüyü yansıtır ve iletişim stillerinin ve duygusal tepkilerin kişilerarası dinamikler üzerindeki etkisini vurgular.
Ağladığında rüptür, duygusal aşırı yük ve güvenlik açığının bir kombinasyonu nedeniyle ortaya çıkabilir. Crees genellikle utanç, korku veya aşağılanma duygularını uyandırır, özellikle de bireyin eleştirilme veya amortismana girme öyküsü varsa. Yoğun duygularla karşı karşıya kalan kişi, bunalmış hissedebilir ve duygularını tedavi edemez ve duygusal bir kırılmaya yol açabilir. Bu yanıt, silinmiş veya göz ardı edilen bastırılmış duyguların salınması olarak hizmet edebilir, bu da bireyin çığlıklara yanıt olarak yaralarını ve karışıklığını ifade etmesine izin verebilir.
Gösterildiğinde çözünme, ezici strese veya duygusal ağrıya yanıt olarak ortaya çıkabilen bir adaptasyon mekanizmasıdır. Bazı bireyler için, özellikle travma öyküsü olanlar, ayrışma kendilerini acı verici duygulardan veya durumlardan ayırmalarına yardımcı olan psikolojik bir savunma mekanizması olarak hizmet eder. Gösterilme bağlamında, ayrışma kendini bir uyuşma hissi, bedeninden kopma hissi veya gerçeklikten geçici bir kaçış hissi olarak ortaya çıkabilir. Bu reaksiyon, etkili duygusal tedavi ve iletişimi engelleyebilmesine rağmen, zihnin kendisini ağrılı uyaranlardan korumasının bir yolu olabilir.
Bağırırken sakinleşmek genellikle çatışmaları veya duygusal sıkıntıyı yönetmek için bir stratejidir. Çatışma durumlarında, bireyler sessizliği tırmanmaktan kaçınmak, kendilerini diğer sözlü saldırılardan korumak veya duygularını düşünmek için bir aracı olarak seçebilirler. Bu huzur, içgüdüsel bir tepkinin veya yüzleşmeyi önleme arzusunun nasıl ifade edileceğine dair batık ve belirsiz bir hissine yanıt olabilir. Bu davranış koruyucu bir mekanizma olarak hizmet etse de, ilişkilerde çözülmemiş sorunlara ve iletişim başarısızlıklarına da neden olabilir, çünkü sessizlik yapıcı diyalog ve duygusal bağlantıyı önleyebilir.